ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

7 Temmuz 2011 Perşembe

HAKKARİ PROVİCE
HAKKARİ İL TANITIM
hakkari
 türkiye hakkari
hakkari türkiye
hakkari resimler
hakkari fotoğraflar
hakkari manzaralar
hakkari görüntüler
hakkari haber
hakkari harita
hakkari video
hakkari spor
hakkari ulaşım
hakkari tarih
hakkari coğrafya
hakkari iklim
hakkari turizm
hakkari otel
hakkari pansiyon
hakkari yurt
hakkari konaklama
hakkari konut
hakkari emlak
hakkari daire
hakkari lojman
hakkari satılık
hakkari kiralık
hakkari arsa
hakkari araç
hakkari toki
hakkari inşaat
hakkari ekonomi
hakkari sanayi
hakkari ticaret
hakkarispor
hakkari tarım
hakkari sağlık
hakkari hastahane
hakkari devlet hastahanesi
hakkari ssk
hakkari iş
hakkari valilik
hakkari belediye
hakkari nüfus
hakkari coğrafya
hakkari baraj
hakkari meb
hakkari emniyet
hakkari maliye
hakkari eğitim
hakkari okul
hakkari lisesi
hakkari kurs
hakkari doğa
hakkari gezi
hakkari tatil
hakkari turlar
hakkari kayak
hakkari turlar
hakkari dağları
hakkari akarsuları
hakkari nehirler
hakkari olay
hakkari il
hakkariilçeleri
hakkari köyleri
hakkari türkiye
hakkari
HAKKARİ İLİ TARİH VE COĞRAFYASI
“Hakkarlar’ın Şehri” anlamına gelmektedir. Yörede yapılan araştırmalarda ele geçen belgelerden ve çevrede bulunan kaya isimlerinden bölgenin tarih öncesi çağlarda yerleşim yeri olduğu, sırayla Sümerler, Akadlar, Urartular ve Asurluların uzun süre yaşadıkları tespit olunmuştur. İlk çağlarda müstahkem bir kale gözüyle bakılan ve bu yüzden uzun savaşlara sahne olan Hakkari 1514’de Çaldıran zaferinden sonra Osmanlı topraklarına katılmıştır. Birinci dünya savaşı sonrasında 24.04.1915’de Rusların işgaline uğrayan Hakkari 22.04.1918. tarihinde kurtarılmıştır. 1926 yılında yapılan Ankara Antlaşması ile Musul dahil beş bölgesi ulusal hududlar dışında kalan Hakkari aynı yıl il statüsü kazanmıştır. 1933 yılında Van İline bağlanmış, 1936 yılında yeniden il statüsü kazanmıştır. Hakkari Dağları Üçüncü zaman yereyleri Alp-Himalayalar'ın ülkemizdeki bağlantı kuşağı durumundaki Torosların en heybetli bölümünü oluşturur Dış doğu Toroslar Bitlis sınırından sonra Hakkari dağları ismini alır. İran sınırına kadar devam eder. Dağlar Doğu-Batı doğrultulu uzanır.
 Sulara karşı direnci az olan şistler ve eosen kalkerleri içinde, eşine Türkiye'nin hiçbir yerinde rastlanmayan derinlikte ve sarplıkta, vadiler oyulmuştur. Derin, bazen bir duvar gibi dik ve sarp yamaçlı vadilerin arasında kalan dağ kolları, ilin Zap Suyu'nun batısında kalan kesimini, kuzey-güney yönünde bölümlere ayırır. Bu dağ gruplarının en önemlileri, Habur Suyu ve Siirt il sınırı arasındaki 3.725m yükseltili Karadağ (Terma Dağı ),3.019m yükseltili İncebel Dağı, 3.752m yükseltili Karadağ, 3.264m yükseltili Türemiş Dağı, 3.253m yükseltili Altın Dağları ve 3.000m üzerindeki Konaklı Dağı'dır. Bu dağların üzerinde , yaşam olanakları son derece kısıtlıdır . Dağların yamaçlarında yer alan platolar fazla engebeli olmamakla birlikte, yükselti nedeniyle yerleşik yaşam çok sınırlı olmaktadır. Vadiler dar ve derin olduğundan, tarım alanlarının genişliği, genellikle birkaç dönümü geçmemektedir.
ülkenin de en yüksek dağlarından olan Cilo (buzul)Dağı'nda dır. Hakkâri il merkezi doğusunda, Zap Suyundan sonra, Sümbül(3.467 m ) ve Mere (3.200 m) Dağları ile birden bire yükselen Cilo kütlesinin temelini, kalkerli ve volkanik kayalar oluşturur. Batı-doğu yönünde uzanan bir kıvrım dağı olan bu kütle, doğuya gidildikçe yükselmektedir .Ana kütle, 3.000 m yüksekliğinde bir kabartı durumundadır. Sırtın sağında ve solunda genellikle çıplak, dik ve sarp çok sayıda doruk yükselir. Bunlar sırasıyla 3.500m yükseltili Kisara Dağı, 4.060m yükseltili Suppa Durek Dağı,3.700m yükseltili Köşedireği Dağı ve bütün Cilo kütlesinin en yüksek noktası olan 4.135m yükseltili Reşko(Gelyaşin ya da Uludoruk ) tepesidir, 3.850m yükseltili Maunseli Sivrisi ve 3.650m yükseltili Gelyano tepesi asıl kütleden ayrılarak kuzey yönünden uzanan bir kol üzerindedir. 
Zap suyunun doğusunda Sümbül dağı ile başlayıp Gevar ovasının Güneyi boyunca İran sınırına dek uzanan bu yüksek sıra dağla, güneydeki Irak sınırı arasında kalan alan Şemdinli yöresinin en sarp kesimidir.Cilo ve Şemdinli yörelerindeki yüksek dağlardan çıkan ve güney yönünde akan akar sular , kalkerler ve volkanik kayaçlardan oluşan toprakların zamanla oymuş ve birtakım sarp bölmelere ayırmıştır. Cilo dağından güney batı yönünde Zap suyu dirseği içine doğru uzanan geniş dağ kütlesi, bu şekilde yontulmuş ve parçalanmıştır.Bu engebeli kütle üzerinde 3.000m'yi geçen çok sayıda doruk vardır.3.250m yükseltili Beridalo ve Yekboy dağları ,3.250m yükseltili Samur dağı,3.460m yükseltili Gare Dağı bunların başlıcalarıdır. Avarobaşın Çayı (Rubareşin) ile Şemdinli Çayı arasında ,geniş ölçüde volkanik kayalardan oluşan Sat Dağları (İkiyaka Dağları) uzanır.Kütlenin üzerinde 3.540m yükseltili Sat Dağı ile 3.356m yükseltili Gevaroki Dağı önemli doruklardır. Şemdinli Çayı ile Hacıbey Dersi arasında uzanan Karadağ , doğuya doğru yönelerek 
İran-Türkiye sınır dağları ile birleşir.Hakkari İli'nde, Nehil Vadisi ile Şemdinli'nin doğusunu kaplayan dağlar, Zap, Nehil, Avarobaşin, Şemdinli ve Hacıbey sularının havzaları ile İran'daki Urmiye kapalı göl havzasının su bölümü çizgisini oluşturur. Türkiye-İran sınırı bu ara üzerinde geçmektedir.Güneyden kuzeye doğru 3.150m yükseltili Çimen Dağı , 2.954m yükseltili Karacadağı 3.008m yükseltili Beyazdağ ve 3.807m yükseltili Mordağ, en önemli doruklardandır. Cilo Dağı'yla, Şemdinli yöresinin yüksek dorukları ve sınır dağlarının yüksek bölümleri ,derin çukurlar, irili ufaklı taşlar ve buzullarla kaplıdır. Genellikle, çıplak olan bu dağların, yalnızca güneye bakan bölümlerinde ve yer yer vadi yamaçlarında meşe ve ceviz ağaçlarına rastlanır. Yüksek kesimler karlarla kaplıdır. Hakkari Doğal Yapı Hakkari İli, Doğu Anadolu Bölgesi'nin güneydoğu ucunda 42 10've 44 50' doğu boylamları ile 36 57 ve 37 48' kuzey enlemleri arasında yer alan bir sınır ilidir .
 İl merkezinin denizden yüksekliği 1.720 m' dır. 9.521 km2'lik il alanı , güneyden Irak, doğudan İran toprakları ; kuzeyden Van , batıdan Şırnak illeriyle çevrilidir . İl topraklarını, doğudan İran sınır dağları; kuzeyden Başkale ovaları , Karadağ, Nordüz Platosu, Terma Dağı; batısında ise Tanin dağları gibi doğal sınırlar kuşatır. İlin güneyindeki doğal sınırı eski Arabistan kütlesinin kuzeye doğru sokulan oldukça dalgalı uçları oluşturur. Yeryüzü şekillerinin yaklaşık %88'ini dağların oluşturduğu Hakkâri illinde toprakların %86'sı tarıma elverişlidir .Bununla birlikte ekili - dikili alanın il alanı içindeki payı ancak %1.4'tür . Türkiye topraklarının %1.2'sini kaplayan ve 1980'de 155 000 kişinin yaşadığı ilde km2'ye 16 kişi düşmekteydi . Bu önemsiz nüfus varlığıyla ülke nüfusu içinde binde 3.5 gibi bir paya sahip olan Hakkâri Türkiye illeri arasında sondan bir önceki sırada bulunuyordu . Hakkari Yer Yüzü Şekilleri Van Gölü'nün güneydoğusuna düşen ve doğuda
 İran, Irak sınırına dek uzanan Hakkâri il alanı , Türkiye'nin en sarp ve dağlık yörelerinden biridir . 1941'de yapılan Birinci Coğrafya Kongresi'nde , "Hakkâri Bölgesi" olarak adlandırılan Doğu Anadolu'nun güneyindeki bu yöre Asya ve Avrupa dağlarının birbirine yaklaşması ve sıkışmasıyla yükselmiştir. Yüksek plato ve dağlar, genellikle kuzeyden güneye ve doğudan batıya uzanan havzalarla parçalanmış olmakla birlikte, vadilerin çok der , dik ve genç olması nedeniyle, ovalık alanlar son derece sınırlıdır. Hakkari Platolar ve Yaylalar Hakkari il alanının, %10,3'ü platolarla kaplıdır III. Zamanının sonlarında Avrupa ve Asya dağlarının birbirlerine yaklaşmasıyla yükselen bölgede kalkerli ana yapı ,iklim ve suyun etkisiyle kubbeleşmeye başlamıştır. Kubbeleşmenin başlamasıyla ,toprakların, suya buzul ve ısı farkına dayanıksız yerleri ,vadi ve çöküntü olukları şeklinde oyulmuştur.Böylece ,dar boğaz ve çöküntü alanlarıyla parçalanmış geniş plato düzlükleri ortaya çıkmıştır.Bunların en önemlileri Nordüz , Feraşin ,Mirgezer ve Mendin platolarıdır. 
 Nürdüz Platolasu Botan Suyu'nun yayı içinde kalan ,çok geniş ve yüksek bir platosudur.Nordüz Platosu'nun çok küçük bölümü , Hakkâri İlinde kalmaktadır.Van'nın Çatak yöresinde başlayan plato Hakkari İl merkezinin kuzeyindeki Karadağ'a dek uzanır.Güneybatıda , Beytüşşebap yöresindeki Feraşin platosuyla birleşir. Nordüz Platosunun , en alçak yeri 2.100m en yüksek yeri 2.750m dolayındadır.Çok yüksek olan platoda kışlar çok uzun ve sert geçer .Bazı kesimlerde kar örtüsü yedi ay kalır kimi kesimlerse ise on iki ay hiç kalkmaz.. Orman ağaçlarından tümünden yoksun olan platoda , bitki örtüsü açısında genellikle bir tek düzelik görülür. Feraşin Platolasu Botan Suyu ile Habur Suyu'nun su bölümü çizgisini oluşturan dağların güneye bakan bölümünde yer alan Feraşin Platosu çayır ve otlaklar bakımından Nordüz Platosu kadar zengin değildir. Beytüşşebap'a doğru eğilim olan platonun yüksekliği 2.000m'nin üstündedir. Bu platonun, çayırlarla kaplı yaylalık alanlarında , hayvancılık yapılmaktadır. Mendin Platolasu Mordağ'ın kuzey doğusunda yer alan Mendin Platosu, yükseltisi genellikle 2.000m üzerinde olan bir düzlüktür. 
İran topraklarına doğru eğimli olan bu platonun yüksek kesimlerinde kışlar çok sert geçmektedir. Bodur ağaç ve ağaçlıkları dışında önemli olan bir doğal örtüsü yoktur. Yükseltinin 2.000m'reye düştüğü yerlerde, çaylılarla kaplı yaylalık alanlar bulunur. Buralarda daha çok hayvancılık yapılır. Yer yer arpa ve buğday ekilmekte ise de, yazların çok kısa olması nedeniyle pek önemli boyutlarda değildir. Bu önemli platoların dışında ha 'de özelikle Yüksekova yöresinde bulunan Gevar Platosu ekonomik etkinlikler açısından önemlidir. Bu platoda zengin çayırlarla kapalı, geniş yaylalara "Zoma " adı verilir. Bu kesimler ilde hayvancılık yapılan önemli yerlerdir. Akarsular Hakkari il toprakları, Dicle Havzası içersinde kalır. Dicle Irmağına katılan Büyük Zap ve Habur suları ile Büyük'a Zap karışan Avarobaşin, Şemdinli ve Hacıbey sularının havzaları da bu ana havza içinde kalmaktadır. Dicle Havzası Hakkari beylerinden Zahid Bey, beyliğini iki oğlu arasında paylaştırmıştı. Oğullarından Seyyid Mehmed, Vastan(Gevaş), Melik Dicle havzası, sadece Türkiye'nin değil, 
Ortadoğu 'unda en büyük havzalarından biridir. Havzanın ülke sınırları içinde, yaklaşık , 5.500km'lik su toplama alanı vardır. Yıllık ortalama su hacmi 18 milyar metre küpe ulaşmaktadır Dicle havzasının kuzey kenarını oluşturan Hakkâri yöresi engebeli ve yüksektir.Akarsular bol sulu olmalarına karşın, geniş tabanlı vadiler oluşturamamaktadır. Bu nedenle, bölge havzasının genellikle görülen olumlu gelişmelerden, genellikle yoksun kalmıştır. Dicle Havzası Van il topraklarında Haravil Dağı'nın kuzey yamaçlarından olan Büyük Zap Suyu güney batı yönünden akarak Albayrak İlçesi'nin doğusuna gelir. Albayraktan sonra güneye dönerek Başkale'nin doğusundan Hakkâri il sınırlarına girer. Mordağ'ın batı ucunda Nehil Suyu ile birleşmeye dek yatağı pek derin değildir. Başkale'ye dek vadisi de fazla geniş değildir. Hakkâri iline girinceye dek, çok geniş düzlükler oluşturan Başkale Ovaları'nın ortasından akar. Bu ovala il topraklarında, Bağışlı yöresine dek uzanır. Büyük Zap Suyu Mordağ'ın batısından geldiğinde çok derin, dar, bir yarma vadiye sokulur ve yeniden güneybatıya yönelir. Yüksekova'nın kuzeydoğusundaki sınır dağlarından kaynaklanan Nehil Suyu ile birleşir. Karadağ ile Cilo Dağı arasındaki dar vadi olduğundan akan Büyük Zap Suyu, 
Hakkâri il merkezinden sonra geniş bir yay çizerek Samur Dağı'nın çevresini, batı-güneydoğu yönünden geçer ve Çukurca yöresinden Irak sınırlarına girer. Büyük Zap Suyu'nun ülke sınırları içindeki uzunluğu 180-190 km'dir. Bunun, yaklaşık 100km'lik bölümü Hakkâri il alanında kalmaktadır. Besleme alanı, karlarla örtülü yüksek dağlarla çevrili olduğundan suyu her mevsim boldur. Hakkâri'nin Şemdinli ve Dağlıca yörelerinin sularını toplayan Avarobaşin ve Şemdinli suları ile Hacıbey Deresi de Büyük Zap Suyu'nun kollarıdır. Harbur Suyu Nordüz ve Feraşin platolarından doğan Habur Suyu, önce güneybatı yönünden akarak Beytüşşebap'tan geçerek; sonra güneye dönerek Tanin ve Altın dağları arasındaki çöküntü oluğundan geçip, Irak topraklarına girer. Irak'tan Zaho'yu geçtikten sonra ,yeniden, Türkiye il sınırlarını oluşturacak şekilde akar ve Siirt il sınırında Dicle'yle birleşir. Dicle ile birleşmeden önce Uludere yöresinden kaynağı alan ve Siirt'in Irak il sınırını oluşturacak şekilde akan Hezil Suyu'nu alır. Habur Suyu'nun Hakkâri il topraklarındaki bölümünün uzunluğu, yaklaşık 60km'dir. Göller Hakkâri'de özellikle Cilo, Sat ve Karadağ üzerinde buzul ve krater gölleri bulunmaktadır . Bu dağların yaklaşık 2.600m'den yüksek yerlerinde 
Özellikle kuzey yamaçlarında büyüklü, küçüklü buzul yalakları görülür. Buzul yalaklarından bazıları kapalı çanak biçimindedir. Bazıları sonradan akarsuların oyma ve aşındırması ile vadi ağzını bağlamış durumdadırlar. Çanaklaşmış buzul yalakları, zamanla buzul göllerine dönmüştür. Buzul göllerinin oluşumunu açıklanması bakımından, bunların en önemlisi Gelyana Gölü'dür. Sert kayalarla oyulmuş bir buzul yalağından oluşmuş Gelyana Gölü, Reşko Buzulu'nun 3km kadar kuzeydoğusunda, 2.950m yüksekliğindedir. Eni ve boyu 250-300m boyunda olan güney ve doğu yamaçları çok diktir. Gelyana Gölü dışında , Cilo-Sat dağlarının kuzey yamaçlarında , Yüksekova ilçe sınırları içinde kalan kesimlerde Sat Gölleri bulunmaktadır. Salt gölleri ve çevresinin hem oluşumları hem de görünümleri açısından ,yüksek bir turizm potansiyeli vardır.
Ayrıca, Karadağ eteklerinde de güzel görünümlü buzul gölleri bulunmaktadır. Bunların en önemlileri Seyithan, Golaşin ve Golan gölleridir. Hakkari'de, önemli sayıla bilecek baraj yoktur. Ancak, Merkez ilçeye 7km uzaklıkta ki Otluca Köyü'nde, Otluca Deresi üzerinde kurulan hidroelektrik santrali çalıştıran küçük bir baraj gölü bulunmaktadır. Vadiler ve Ovalar Hakkâri il alanı,Dicle Irmağı'nın kolları olan Zap ve Habur Suları havzaları üzerinde yer alır. Hakkâri yöresini örten Doğu Torosların yayı, neojen otlarından aşınmış, daha sonra şiddetli yükselmelere uğramış ve kubbeleşmiştir dağlardır. Yüksek yerlerde buzul oyma ve birikintileri ortaya çıkmıştır. Buzulların gerilmesinden sonra, akarsu oymaları sonucu, 
derin karstik vadiler oluşmuştur. Zap Vadisi Havaril Dağları'nın güney yamaçlarından başlayan, Zap Vadisinin başlangıçta fazla dar değildir. Başkale yakınlarında vadi daha da genişler. Bu geniş taban üzerinde Başkale Vadileri oluşmuştur. Daha sonra Hakkâri il sınırları içine giren vadide bu düzlüklerdir, Vadi, Nehil Vadisi ile birleşinceye dek sınırda da olsa sürer. Zap Vadisi Cilo Dağı'nın kuzeyinde Nehil Vadisiyle birleştikten sonra güneybatıya döner. Genişçe bir yay çizerek Altın Dağlarıyla Samur Dağları arasında geçer ve Çukurca yöresinde
 Irak topraklarına girer. Zap Vadisi, ülkenin en derin ve dar vadilerden biridir. Bunun iki nedeni vardır, Hakkâri Toroslarının temelinde, kretase ve neojen kalkerleri büyük bir yer tutmaktadır. Kalkerlerin suya karşı dirençleri az olduğundan, derin vadiler oluşmuştur. Ayrıca, neojen sonlarında yörede olan şiddetli yükselmelerden dolayı yapılanmada etkisi büyük olmuştur. Zap Vadisi, yer yer yarma vadi, yer yer de henüz gelişim tamamlanmamış(u) vadi şeklindedir.Bu nedenle, vadinin hiçbir yerinde geniş tarım alanları yoktur.
 Vadi yamaçlarında, bölgenin yükseltme hareketleriyle uyumlu olarak şekiller oluşmuş ise de buralar çoğunlukla yüzeyin yontulması sonucu birikmiş taş ve molozlarla kaplıdır. Bu düzlüklerde tarım yapma olasılığı yoktur. Vadi yamaçlarının genişledikleri yerlerde, az da olsa küçük tarım alanları vardır. Tarım toprakları çok yetersiz kaldığından vadi tabanına yakın yamaçlarda, yapay taraçalar oluşturulmuştur. Zap Vadisi'nde sınırlı tarım alanlarında, kuzeyde daha çok olmak üzere, buğday ve arpa ekilmektedir. Ayrıca elma ve dut üreticiliği başta olmak üzere, bağcılık yapılır. Nehil Vadisi Yüksekova'nın doğusundaki dağların güney yamaçlarından başlayan Nehil Vadisi, önce güneybatı, sonrada batı yönünden uzayarak geniş bir yay çizer.Başlangıçtan hemen sonra tabanı genişler ve geniş bir düzlük ortaya çıkar. Bu düzlüğe Gevar Ovası adı verilir. Ovanın, batı ucunda, vadi, yeniden daralır ve bir boğaz şeklini alarak Zap Vadisiyle birleşir. Gever Ovası Nehil Vadisi'nin geniş düzlüğünü oluşturduğu ovadır.Burası eskiden kapalı bir ova iken Nehil Suyu Vadisi'nin yatağı derinleşerek zamanla Zap Suyu Vadisi ile birleşmiştir.
 Çöküntü oluğu olması nedeniyle, Doğu Toroslar'ın en büyük düzlüğüdür. Nehil Suyu boyunca uzanan ovanın uzunluğu, yaklaşık30km'dir. Genişliği ise 5ile10km arası değişmektedir. Ova genellikle düzdür, ama ortasından geçen Nehil Suyu'na yakın yerlerde eğim çok düzensizdir. Alüvyal topraklarla kaplı olan, ova, çok verimlidir. Nehil Suyu'nda. ovada katılan derenin suyu çok fazladır. Mart sonlarında çevre dağlarının karlarının erimesiyle, ovanın büyük bir kesimi göl olur.Kısa bir süre sonra sular çekilir. Sular kesilince çok büyük çayırlar yetişir. Suların çekilmediği bazı bölgelerde yaz boyunca kalan sular bataklık oluşturur. Yaklaşık 1.900m yükseltili Gevar Ovası'nda kışlar çok sert ve uzun geçmektedir. Yüksek dağlarla çevrili olduğundan ova üzerinde yoğun atmosfer hareketleri görülmez. Ağır soğuk hava, ova üstüne çöker Yükselti ve iklim koşullarının elverişsizliği, dolayısıyla
Gevar Ovasında bütünüyle tarım yapılmaz. Büyük bir bölümü çayır ve mera durumundadır. Gevar Ovasında, hayvancılık bitkisel üretiminden daha yatkındır. Koyun, sığır, manda ve keçi beslenmektedir. Avarobaşin Vadisi İl sınırları içinde uzunluğu fazla olmayan bu vadi, çok dar ve derindir. Salt Dağı ile Cilo Dağı arasındaki kalkerli ve volkanik alanda, genellikle boğaz şeklinde uzanan bir yağma vadidir. Salt Dağı ile Cilo Dağı'nın birleştiği sırtın batı yamaçlarında başlayan vadi, çok geniş bir yay çizerek dağları aşar ve Irak topraklarına girer. Dağlıca yöresi ile
sınıra yakın yerlerde, küçük tarım alanları vardır. Burada biraz arpa, buğday,mısır ekilmekteyse de, daha çok hayvancılık yapılmaktadır. Şemdinli Vadisi Şemdinli yöresi, Hakkâri'nin en engebeli kesimlerinden biridir. Türkiye-İran sınır dağlarının batı yamaçlarından başlayan Şemdinli Vadisi gerçek bir yarma vadidir. Çok dar ve diktir. Yer yer vadi tabanı ile vadi yamacının en üst noktası arasında ki farkı 1.000m'yi bulur. Vadide, düşeye yakın diklikler gösteren uçurumlar az değildir. Hem yamaçlar hem de vadi, kopan ve yuvarlanan kayalarla, taş parçaları doludur. Bu kesemin volkanik ve kalkerli yapısı nedeniyle, vadide bir çok mağara oluşmuştur. Mağaralarının içlerinden,
 "kapan"adı verilen patikalar geçer. Şemdinli Vadisi'nin, il sınırlarında dek olan bölümünde tarım alanı yoktur. Hacıbey Vadisi Irak,İran ve Türkiye sınırların9ıjn birleştiği noktadan başlayan Hacıbey Vadisi, Karadağ'ın güneyinde Irak'la sınır oluşturacak şekilde, güney batı yönünde uzanır. Hacıbey Vadisinin oluşturduğu havzaya, Gerdi adı verilir Bu yöre, Hakkâri bölgesinin en alçak kesimidir.İklim özellikleri öbür yörelerden oldukça farklıdır.
 Yazlar daha sıcak, kışlar daha yumuşak geçer. Bu nedenle, Hacıbey Vadisi'nin il sınırları içindeki bölümde bulunan tarım alanlarında, buğday, arpa, mısır ekimi yanında yaz sebzeciliği ve meyvecilik de yapılmaktadır. Jeolojik Yapı Hakkâri kütlesinin temelini, kuzeyde ve merkezde I.zaman kristalen şistleri, güneyde ve doğuda ise daha çok kretase eosen kalkeri oluşturur. Kütlenin güney batısı, oldukça kalın, Çimentolaşmış konglomeralar ve kırmızı kumtaşları kaplıdır.
 Hakkâri Dağları, Alp kıvrım sisteminin balık pulu yapılı sıradağlarıdır. Kaba bir yaklaşımla Hakkâri Dağlarının temelini paleozoik kıvrımlı-kıvrıklı tabakalarla, yer yer kristalen şistlerin oluşturduğu söylene bilir. Araya, kretase-tersiyer oluşumları girmiş ve mezozoik-tersiyer tabakaları tortulaşmıştır. Bütün bu tabaka ve kültürlerin durumları, kıvrım aşamaları sırasında değişikliğe uğramış ve bugünkü halini almıştır. Hakkâri Torosları'nın ana çatısını oluşturan Cilo Dağı ve çevresinin jeolik yapısı, tektonik hareketler ve aşınmalarla yakından ilgilidir. Bölgedeki yassı platolar, tersiyer tabanlarından oluşur. Sivri dorukların temeli sert volkanik oluşumlar, güneydeki basamakların temeli ise triyas tabakalarıdır.
 Cilo Dağı ve çevresinin kuzeyindeki, Yüksekova çöküntü alanı ile Büyük Zap oyulma ve boşalma alanları ortaya çıkmıştır Yer Altı Zenginlikleri Hakkâri, yer altı zenginliklerinden yoksun bir ildir. Öyle ki Maden Teknik Arama Enstitüsü'nün il topraklarında yaptığı araştırmalarda yalnız asbeste rastlanmıştır. Merkez İlçe yakınlarında yer alan bu maddenin de rezervi bilinmemektedir.İl topraklarında işletilir durumda her hangi bir maden damarı bulunmamaktadır. Toprak Ülke genelinde etkili olan erozyon, Hakkâri il topraklarında da başta gelen sorundur. Erozyonla birlikte, ölçüsüz ve bilgisiz kullanım, ilde yaklaşık 129.000 hektar alanı çıplaklaştırılmış ve tarıma elverişsiz duruma sokulmuştur. 640.000 hektarlık tarım yapıla bilir toprakta yok olmak üzeredir.
 İlde önemli toprak gruplarını şu şekilde sıralana bilinir:Kalkersiz Kahverengi Topraklar: Olgun topraklardan olan kalkersiz kahverengi topraklar, Hakkâri'de 400-750 mm arasında yağış alan yerlerde, kalkerli kumlu kil ve kumlu kil taşları üzerinde oluşmuştur. İlde yaklaşık 266.000 hektar alanı örtmektedir.Bu tür topraklar kahve ya da açık kahve renkli, dağılabilir üst ve soluk kırmızısı kahve renkli alt tabakalardan oluşur. Üst toprak, alt toprağa göre daha asitlidir. İlde kalkersiz kahverengi topraklar doğal bitki örtüsünü otlar ve çalılar oluşturur. Kahverengi Orman Toprakları: Yarı olgun topraklardan olan kahverengi orman toprakları, ilde ortalama yağışın 620-870mm olduğu kesimlerde yaklaşık 230.000 hektar alan örter. Toprağı oluşturan ana kaya genellikle,
 kireççe zengin kil topraklarıdır. Üst toprak iyi oluşmuştur. Gözenekli yada kırıntılı yapıdan oluşmuştur.Mineral madde ile organik madde iyice karışmış durumdadır.Alt toprak kırıntılı yapıda ve kahverengidir. Altta kalsiyum karbonat birikimi görülür. Derinliği 50-60cm aralığında değişmektedir.Kahverengi orman topraklarının doğal bitki örtüsü kışın yaprağını döken orman ağaçlar ve çalılardır.Kestane Renkli topraklar : Olgun topraklardan olankestane renkli topraklar, ilde yaklaşık yağışın 370-620mm arasında olduğu kesimlerde yaklaşık 212.000 hektar alan örter. Kestane renkli topraklar oluşturan ana madde, volkanik ve kalkerli kayalardır. 30-50cm kalınlığında ve kırıntılı yapıdaki üst tabaka, orta derecede organik madde içerir. Organik madde minareleri ile iyice karışmış durumdadır.Alt toprağın rengi koyu kahve renklidir. Prizmatik yapıda bu tabaka kil gözükür.Alt kesimlerde, sertleşmiş halde kireç birikintisi vardır.Hakkâri’de kestane renkli toprakların doğal bitki örtüsü, kısa ve uzun otlar, çalılar ve seyrek ağaçlardır.Podzolik Topraklar: Olgunlaşmış topraklardan olan podzolik topraklar, ilde yıllık yağışın 500-1.200 mm olduğu alanlar üzerinde,
yaklaşık 72.000 hektar alan örter. Podzolik toprakları oluşturan ana madde, volkanik ve kalkerli kayalarla kum taşlarıdır. Gözenekli yapıda bir üst tabakada, organik madde ile mineral madde iyice karışmıştır. Alt toprak, yuvarlak köşeli, blok yapıda ve kil birikmesi gözükmektedir. Podzokil toprakların doğal bitki örtüsü, kışın yaprağı döken orman ağaları ile iğne yapraklı ağaçlardır.Alüvyal Topraklar: Akarsularca taşınarak yığılmış setimentlerin oluşturduğu genç topraklardır.Bu topraklar ilde, Zap, Habur, Şemdinli ve Nehil vadilerin tabanlarıyla, Hacıbey deresi çevresinde , yaklaşık 9.000 hektar alanı örter.Genç topraklar olmaları nedeniyle, özel iklim ve bitki örtüsü gerektirmez. Bu topraklarda, ilin iklim ve topografya koşullarına uyabilen her ürün yetişebilir. İlde, alüvyal topraklarla iç içe olmak üzere, sürekli su alan yada su sızan alanlarda hidromorfik alüvyal topraklar bulunur.
12.000 hektar alan örter. Yılın büyük bir bölümünde bataklık durumda olan bu topraklar, gerekli drenaj önlemleri alına bilinirse, çayır ve sulak yerlerle uygun ağaç türleri yerleştirilmesine elverişlidir.Kolüvyal topraklar: Yüzeysel suların ve yan derelerin yakın yerlere taşıyarak biriktirdiği sedimentlerin oluşturduğu genç topraklardır. İlde alvüvyal, topraklarla geçişli olmak üzere, eğimi, %2’nin üstünde olan yamaçlarda, yaklaşık 1.200 hektar alan örter.Genç topraklar olma nedeniyle, özel iklim ve bitki örtüsü gerektirmez, ilin iklim ve topografya koşullarına uyabilen her ürün yetişebilir.İlde tarımın ana kaynağı olan topraklar, kullanma amaçları yönünden % 86 oranında tarıma uygunluk göstermektedir. Bu değer yaklaşık , % 94 olan ülke ortalamasının altındadır. Hakkâri’de tarla tarımı fazla önemli bir yer tutmaz. Tarımda hayvancılık başta gelen uğraştır. İlde çayır mera ve orman kullanımı altında bulunması gereken 6ve 7. sınıf toprakları (5. sınıf toprak yoktur.), yaklaşık 764.000 hektar alan kaplamakta ve il alanın % 80’ini oluşturmaktadır.bu oran, % 60 olan
Türkiye ortalamasını çok üzerindedir. 1980’de, ilde fiilen çayır-mera ve orman funda kullanımına ayrılan alan 810.000 hektar dolayındaydı ve Hakkâri topraklarının yaklaşık % 85’ini örter. Hakkâri’de % 14 gibi yüksek bir orana ulaşan ve tarıma elverişsiz olan 130.000hektar alanın 129.00 hektarı, 8. yetenek sınıfına giren toprakları oluşturmaktadır.Kestane Renkli topraklar : Olgun topraklardan olan kestane renkli topraklar, ilde yaklaşık yağışın 370-620mm arasında olduğu kesimlerde yaklaşık 212.000 hektar alan örter. Kestane renkli topraklar oluşturan ana madde, volkanik ve kalkerli kayalardır. 30-50cm kalınlığında ve kırıntılı yapıdaki üst tabaka, orta derecede organik madde içerir. Organik madde minareleri ile iyice karışmış durumdadır.Alt toprağın rengi koyu kahve renklidir. Prizmatik yapıda bu tabaka kil gözükür.Alt kesimlerde, sertleşmiş halde kireç birikintisi vardır. Hakkâri'de kestane renkli toprakların doğal bitki örtüsü, kısa ve uzun otlar, çalılar ve seyrek ağaçlardır. Podzolik Topraklar: Olgunlaşmış topraklardan olan podzolik topraklar, ilde yıllık yağışın 500-1.200 mm olduğu alanlar üzerinde, yaklaşık 72.000 hektar alan örter.
 Podzolik toprakları oluşturan ana madde, volkanik ve kalkerli kayalarla kum taşlarıdır. Gözenekli yapıda bir üst tabakada, organik madde ile mineral madde iyice karışmıştır. Alt toprak, yuvarlak köşeli, blok yapıda ve kil birikmesi gözükmektedir. Podzokil toprakların doğal bitki örtüsü, kışın yaprağı döken orman ağaları ile iğne yapraklı ağaçlardır.Alüvyal Topraklar: Akarsularca taşınarak yığılmış setimentlerin oluşturduğu genç topraklardır.Bu topraklar ilde, Zap, Habur, Şemdinli ve Nehil vadilerin tabanlarıyla, Hacıbey deresi çevresinde , yaklaşık 9.000 hektar alanı örter.Genç topraklar olmaları nedeniyle, özel iklim ve bitki örtüsü gerektirmez. Bu topraklarda, ilin iklim ve topografya koşullarına uyabilen her ürün yetişebilir. İlde, alüvyal topraklarla iç içe olmak üzere, sürekli su alan yada su sızan alanlarda hidromorfik alüvyal topraklar bulunur. 12.000 hektar alan örter. Yılın büyük bir bölümünde bataklık durumda olan bu topraklar, gerekli drenaj önlemleri alına
bilinirse, çayır ve sulak yerlerle uygun ağaç türleri yerleştirilmesine elverişlidir.Kolüvyal topraklar: Yüzeysel suların ve yan derelerin yakın yerlere taşıyarak biriktirdiği sedimentlerin oluşturduğu genç topraklardır. İlde alvüvyal, topraklarla geçişli olmak üzere, eğimi, %2'nin üstünde olan yamaçlarda, yaklaşık 1.200 hektar alan örter.Genç topraklar olma nedeniyle, özel iklim ve bitki örtüsü gerektirmez, ilin iklim ve topografya koşullarına uyabilen her ürün yetişebilir.İlde tarımın ana kaynağı olan topraklar, kullanma amaçları yönünden % 86 oranında tarıma uygunluk göstermektedir. Bu değer yaklaşık , % 94 olan ülke ortalamasının altındadır. Hakkâri'de tarla tarımı fazla önemli bir yer tutmaz. Tarımda hayvancılık başta gelen uğraştır. İlde çayır mera ve orman kullanımı altında bulunması gereken 6ve 7. sınıf toprakları (5. sınıf toprak yoktur.), yaklaşık
764.000 hektar alan kaplamakta ve il alanın % 80'ini oluşturmaktadır.bu oran, % 60 olan Türkiye ortalamasını çok üzerindedir. 1980'de, ilde fiilen çayır-mera ve orman funda kullanımına ayrılan alan 810.000 hektar dolayındaydı ve Hakkâri topraklarının yaklaşık % 85'ini örter. Hakkâri'de % 14 gibi yüksek bir orana ulaşan ve tarıma elverişsiz olan 130.000hektar alanın 129.00 hektarı, 8. yetenek sınıfına giren toprakları oluşturmaktadır. İçmeler ve Kaplıcalar Hakkâri, içmeler ve kaplıcaların fazlaca olduğu bir il değildir. İlin tek şifalı su kaynağı, Beytüşşebap İlçesi'ne 4 km uzaklıktaki Ilıcak Köyü'nde yer alan Zümrüt Kaplıcalarıdır. Bileşiminde kükürt bulunan 36 derece sıcaklıktaki su, saniyede 1 lt kaynamaktadır. Mafsal romatizması ve kalp yetmezliği hastalıklarına yararlı olan kaplıca suyunun, kısırlığı tedavi edici bir özelliği olduğunu da söylenmektedir.
 Hakkâri'ye 136 km uzaklıktaki kaynağın yanında, banyolu ve ikisi açık biri kapalı 3 havuzu bulunan bir motel vardır. İklim Hakkâri İlinde iklim, yörelere göre de değişiklikler göstermektedir. İlin yüksek kesimlerinde Doğu Anadolu'nun sert karasal iklimine yakın bir iklim tipi egemenken, ildeki vadi tabanında Akdeniz ikliminin etkisi görülmektedir.bu iklim koşulları bitki örtüsünde de belirtilmekte, yüksek kesimlerdeki sert iklim, bitkilerin gelişimini engellememektedir.
buna karşılık, ildeki vadi tabanında egemen olan Akdeniz iklimi, bu bölgelerde, susam, pirinç ve meyve yetişmesinde olanak vermektedir.